( جحا ) Cuha, 1100'lü yılların Arap şaka tiplemesidir.
Ünü Kuzey Afrika'dan Mısır, Arabistan, Suriye ve İran topraklarına dek yayılmıştır. Araplar bugün bile Cuha'nın şakalarına bayılırlar. Nasıl ki günümüz Türkleri dünyaca ünlü bu Cuha'yı bilmezse, günümüz Arapları da Nasreddin Hoca'yı bilmezler. İşin gerçeği şu ki, Hoca tiplemesi, Cuha tiplemesinden yaklaşık 200 yıl sonra yaratılmıştır ve Nasreddin Hoca -belki birileri çok kızacak ama- Arap Cuha'nın manevi torunudur.
1-
Mesnevi'de Cuha
Anadolu'daki Cuha ile ilgili en eski kayıt, Mevlana'ın ünlü eseri Mesnevi'dedir.
Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin buradaki amacı, politik karşıtı Hace Nasreddin Ahi Evren Mahmut'u aşağılayarak halk gözünde itibarsızlaştırmaktır. Mevlana, Mesnevi 2. cilt sayfa 310 ve 5. cilt sayfa 879-880'da açıkça anarak 2 Cuha öyküsüne yer verir. Bunlardan ilki, Cuha'nın bir oğlan çocuğuyla ilişki kurma girişimini içerir. İkincisinde ise Cuha kadın giysileri içinde kadınlar meclisine girer. Her ikisinde de komik duruma düşer. Cuha, işte bu yolla Arap topraklarından Anadolu topraklarına girmiştir.
2- Binbir Gece Masallarında Cuha
Arap çizerlerden 3 Cuha tiplemesi. |
Eser ilk kez, Antoine Galland'ın çevirisiyle 1704'te Fransa'da yayımlanmıştır. 1830-41 yılları arasında Edward William Lane tarafından İngilizce'ye çevrilmiş, modern Arapça derlemesi ise 1835'te Kahire'de gerçekleştirilmiştir.
Binbir Gece Masalları'nın en eski Türkçe çevirisi 1429'da yapılmıştır. İkincisini ise1842'de Cezayirli Ahmet Nazif yapmıştır. Bu çeviriler esas alınarak üretilen pek çok Osmanlıca kitaba rastlamak olasıdır.
En son ve tam metin sayabileceğimiz çeviriyi 1993'te Alim Şerif Onaran yapmış, Afa Yayıncılık yayımlamıştır. Biz çalışmamızda, bu son baskıdan yararlandık.
*
Eserde, 15. cildinin 74. sayfasından 92. sayfasına dek, 18 sayfa, Cuha'nın 29 öyküsüne yer verilmiş. Bizim, Nasreddin Hoca fıkrası olarak bildiğimiz bu anlatıların bazılarını başlıklar şeklinde sıralayalım:
1- Şimdi Kuşa Benzedin, 2- Devenin Kanadı Olsaydı, 3- Bana mı, Eşeğe mi İnanacaksın, 4- Et Buysa Kedi Nerde?, 5- Kırpıp Yıldız Yaparlar, 6- Kazan Doğurdu, 7- Tavuğun Suyunun Suyu, 8- Bu Kadar Tavuğa Bir Horoz Gerek, 9- Doksan Dokuz Altın, 10- Aynaya Bakan Timur Ağlamış, 11- Timur Geğirmiş, Hoca Yellenmiş, 12- Hoca Yellenirse Cemaat .. vb.
3-
Hazine-i Letaif'te Cuha
Hazine-i Letaif, yani Şakalar Hazinesi adlı eseri Çaylak Mehmed Tevfik Bey, 1884 yılında dönem gereği Arap harfleriyle Türkçe yayımlamıştır. Kitap dünya fıkralarından derlemeler içerir ve bu haliyle türünün Osmanlı'daki ilk örneğidir. Eserde hem Nasreddin Hoca'dan, hem de Cuha'dan ayrı ayrı fıkra örnekleri vardır ve neredeyse her iki tiplemeye mal edilen şaka sayısı birbirine eşittir.
*
1250'lerden günümüze yaklaştıkça, Cuha'ya ait olduğu söylenen fıkraların Nasreddin Hoca üzerinden anlatılmaya başlandığı görülür ve 1800'lerin sonuna doğru Cuha yarı yarıya şaka kaybeder, buna karşılık Nasreddin Hoca da bedavadan aldığı Cuha fıkralarıyla repertuvarını yaklaşık iki katına çıkarır. Başka bir deyişle, Osmanlı döneminin sonuna doğru Cuha gözden düşer, Nasreddin Hoca'nın ise yıldızı parlar. Balkan Harbi ve 1. Dünya Savaşı'ndan itibaren Anadolu Türklerinde de ulusal uyanış başlar. Arapların emperyalistler yanında yer alması ise Arap-Türk dostluğunu pamuk ipliğine bağlı kılar. İşte bu süreçte artık Arap şaka tiplemesi olan Cuha anılmaz olur. Ona ait ne kadar öykü varsa tümü Nasreddin Hoca'ya aktarılır.
Cumhuriyet'in ilanıyla ise Cuha hafızalardan silinir.
*
Sonuç olarak, Cuha yaklaşık 1250 yılında Anadolu'ya gelmiş, yaklaşık 1900 yılında ülkesine dönmüştür.
Bu hesaba göre diyebiliriz ki Cuha Anadolu'da 650 yıla yakın bir süre yaşamıştır.